"Gelecek hafta bence
Beşiktaş için ‘ya tamam ya kaos’ maçı oynanacak. Çünkü ben Beşiktaş’ın kazansa
dahi ‘devam’ diyebileceğine inanmıyorum. Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe’ye 1 puan
yazmıştım. Zorlu fikstür geride kaldı sarı – kanaryalar için. Rakiplerin hepsi
birbiriyle oynayacak. Vodafone’da alınacak 1 puan ve seri 3 puanlar Kadıköy’de
ölümcül bir Galatasaray derbisine hazırlık olacak. Yerimizi aldık ya siz?’’
Geçtiğimiz hafta yazımı bu şekilde sonlandırmışım. Geride bıraktığımız haftadan bu akşamki Beşiktaş – Fenerbahçe maçına dek Fenerbahçe taraftarının aradığı hasret duyduğu o ‘şampiyon takım’ hissiyatını tüm benliğiyle yakaladığını söylemek mümkün. Açıkçası Beşiktaş’ın Sosa’nın gidişinden bu yana kenara mahkum oyununu da göz önünde bulundurduğumda Fenerbahçe’nin bir şekilde burdan puan alacağını düşünüyordum.
Maç önü kadrolar elimize ulaştığında ne yazık ki bize kabul
ettirilen Josef – Topal orta sahasını eleştirmeyi pas geçip Kameni – Volkan
değişikliğine şaşırırken kendimizi bulduk. Alanya maçında Volkan’ın sakatlığından
ötürü kaleyi koruyan Kameni’nin Beşiktaş derbisinde kalede olması kimsenin
tahmini değildi esasen. Sinir uçları daha sert durumda olan takım olan Beşiktaş’ı
uç noktalara taşıyabilecek belki de yegane adam olan Volkan Demirel gibi bir
karakterin olmamasının bu maçta nasıl etki edeceğini ciddi anlamda merak
ediyordum. Nitekim; Kameni ne önündeki savunmayla iletişim becericisi gösterebildi
ne de maça etki edebilecek bir reaksiyon. Geçtiğimiz yıllarda forma giydiği
takımlarda gösterdiği performansı takip edenler net bileceklerdir ki; Kameni
sıcak kaldıkça performans verecek büyük liglerin orta sıra takımlarının önemli
kalecisi. Özellikle Malaga’da forma giydiği dönemlerde Barcelona maçlarında
gösterdiği performansla dikkat çeken Kamerunlu eldiven, sıcak kaldıkça verim alabileceğiniz
türden bir küçük takım kalecisi. Fenerbahçe gibi zirveye oynayan baskı
altındaki bir takımın kalesini koruyorsanız soğuk olduğunuzda da verim sağlayan
iletişimi güçlü liderlik eden türden bir file bekçisi olmanız gerekir. Kameni’de
bu özelliklerin hiçbiri yok. Son 3 yılda Volkan’ı yedeklemesi umuduyla transfer
edilen Fabiano ve Kameni çürümüş yönetimin tükenmiş aklının en net tezahürü.
Maça dönecek olursak, yıllardan beri Aykut Kocaman ve
dolayısıyla Fenerbahçe ile husumeti herkesin malumu olan Şenol Güneş’in
harikulade teknik adam dokunuşlarıyla maçı aldığını söylemeden geçemeyiz.
Fenerbahçe’nin maç hikayesini ise pek çok maçta dile getirdiğim şekilde
açıklayacağım. Aykut Kocaman hiçbir bölümünde kazanmadığı oyunu korumaya
çalışırken bir maçı daha kaybetti. Kocaman maç sonu yaptığı açıklamada, ‘’Erken
golün ardından maçın öyle gitmeyeceği görülüyordu. Erken gol zaten hafta
boyunca gerilen ortamla Beşiktaş’ı şuursuz bir şekilde hücuma itti’’ gibi
talihsiz bir ifadeler kullandı. Kocaman’ın şuursuzlukla açıkladığı durum Şenol
Güneş’in taktiksel dokunuşlarıydı. Kocaman kendisine karşı doğru hücum
planlarıyla mücadele eden cesurca hücum eden hemen hemen her rakibe ‘’şuursuzluk’’
gibi bir yafta yapıştırıyor. Ofsayttan attığın gol ile 1-0’ı bulup 80 dakika boyunca
ceza sahana gömülmek ‘’şuurluca’’ ancak stoper başlayan Tosic’i sol beke çekip
Medel’i stopere çekip Vida – Negredo hamlesiyle ileride kendisine tehdit
oluşturmayan Fenerbahçe’yi hem kenardan hem merkezden baskı altına almak ‘’şuursuzca’’.